Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu (TCK 245) ile Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirmeye Teşebbüs Suçunun (TCK 136,35) karıştırılması! Ceza miktarında bariz farklılık oluşturması nedeniyle hukuka aykırı tutukluluk kararlarının verilmesine neden olmaktadır.

MÜVEKKİL İLE GÖRÜŞME ESNASINDA ALINAN NOTLAR: Müvekkil A ile Metris cezaevinde gerçekleştirdiğim görüşmede; Siber Suçlar İle Mücadele ekiplerince ifadesine başvurulduğunu ve akabinde de Sulh Ceza Hakimliği tarafından hakkında tutuklama kararı verildiğinden bahsetmiştir. Bahse konu olayda, banka kartlarının kopyalanması için kullanılan aparat cihazı bilmediğini ve böyle bir cihazı banka ATM’sine takmadığını ifade etmiştir. Kolluk görevlilerince ifadesine neden başvurulduğu sorum hakkında da “..bahse konu ATM’nin yakınlarında olmam” ve “..fail kişilerin polislerden bir kaç saat evvel önce benim olduğum oturma banklarına gelmişlerdi ve benden çakmak istemişlerdi o esnada tanışıp telefon numaramı alıp beni biri çaldırmıştı” gibi beyanlarda bulundu. Müvekkil özetle; polisler tarafından faillerin suç üstündeyken yakalanmaları esnasında, bahse konu olay yerine yakın olması nedeniyle doğan şüpheden ötürü ve faillerin son telefon görüşme kayıtlarında kendisine ait telefon numarasının çıkmış olması üzerine doğan şüphe ile gözaltına alındığını devamında da bu nedenlerle tutuklandığını beyan etmiştir.

İŞİN MÜLAHAZASI : Müvekkil A hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılmış olan soruşturmada A‘nın tutukluluk halinin hukuka aykırı olduğu tarafımca görülmüştür. Şöyle ki, müvekkil hakkında aleyhe kullanılan tek delil müvekkilin cep telefonundan diğer şüphelilerle görüşmüş olmasıdır. Başkaca A hakkında aleyhe delil de bulunmamaktadır. Müvekkilin salt diğer şüphelilerle telefon görüşmesinin olması kendisinin suç işlediği yönünde kuvvetli şüphe oluşturmayacağı gibi makul şüphe dahi oluşturmadığından tutukluluk haline itiraz edilmiştir. Ayrıca soruşturma mercii Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı yasa koyucu tarafından TCK madde 245’te düzenlenilmiş olan Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunu isnat etmekteydi. Oysa soruşturma dosyasından görüldüğü üzere; diğer şüpheliler ve müvekkilin kart bilgilerini kopyalama amacıyla ATM cihazına takılı olan cihazı sökmeye geldikleri esnada yakalanılmış oldukları iddia edilmekteydi. Dolayısıyla iddia edilen, henüz kart bilgileri bir kart kopyalanacak biçimde kullanılmadığı için kişisel verilerin ele geçirilmesi ile sınırlı kalmış fiiller hakkındadır. Yargıtay içtihatları da bahse konu olaylarda kart kopyalama gerçekleşmeden yakalanılan faillerin işlemiş oldukları suç hakkında; TCK madde 136 ve 35 gözetilerek Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirmeye Teşebbüs Suçunu oluşturacağı yönündedir. Tarafımca hem aleyhe delil yetersizliğinden hem de isnat edilen fiillerin yanlış değerlendirildiği gerçekte Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirmeye Teşebbüs Suçu hakkında soruşturma yürütüldüğü ve bu suçtan da alacağı muhtemel cezanın dahi azlığı sebebiyle tutukluluk halinin sona erdirilmesi istemi ile aşağıda yer alan tutukluluk itiraz dilekçesi yazılmıştır.

İLGİLİ NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

KÜÇÜKÇEKMECE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

DOSYA NO : …… Soruşturna No

İTİRAZ EDEN
TUTUKLU :
A

MÜDAFİİ : Av. Ahmet ADIGÜZEL
Gürsel Mah. Özoğul Caddesi No:10/B Kağıthane/ İstanbul
GÖZALTI TARİHİ : 17.07.2019

KONUSU : Müvekkilin Tutukluluk halinin CMK m.105 gereği incelenmesi ve müvekkilin tutukluluk halinin sonlandırılarak derhal salıverilmesi talebimiz hakkında

AÇIKLAMALAR:
Yukarıda soruşturma numarası belirtilmiş olan savcılığınız soruşturma dosyasında şüpheli olarak yer alan müvekkilin, tutukluluk hali en son 20.08.2019 Tarihinde incelenmiş olup tarafımızca CMK 105 gereği tutukluluk halinin gözden geçirilmesini talep etme gereği doğmuştur.

1-) Müvekkilim soruşturma konusu dosya kapsamında kendisine isnat edilen suçları işlememiştir. Müvekkile isnat edilen suç TCK m. 245 hükmünde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçudur. Dosya kapsamında müvekkilin gerçekleştirdiği iddia edilen eylemler değerlendirildiğinde suçun hukuki niteliğinin yanlış tayin edildiği görülecektir.

Zira isnat edilen eylemleri kesinlikle kabul etmemekle birlikte müvekkili ve diğer şüphelilerin Halkbank ATM cihazına kart bilgilerinin kopyalanmasına ilişkin cihaz, yerleştirdikleri iddia edilmektedir. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatlarında açıkça belirttiği üzere bu eylemler TCK’nun 136, 35. maddelerde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs suçunu oluşturmaktadır.

►Soruşturma konusu olayda olduğu gibi sanıkların TCK m. 245 kapsamında hüküm aldıkları dosyada, Yargıtay 8. CD 2015/9508 E. 2015/21080 K. 07.09.2015 tarihli kararının ilgili bölümü şu şekildedir: (Kararın tamamı ekte sunulmuştur)

“Sanıkların, ATM cihazına yerleştirdikleri düzenekle işlem yapmaya gelen kişilere ait kartların manyetik şerit bilgilerini kopyalamak ve şifrelerini elde etmeye çalışmaktan ibaret eylemlerinin TCK.nun 136, 35. maddelerde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması..”

►Yargıtay 8. CD 2014/23 E. 2014/17639 K. 07.07.2014 tarihli kararının ilgili bölümü şu şekildedir: (Kararın tamamı ekte sunulmuştur)

“Bankanın ATM cihazına banka ve kredi kartları bilgilerini kopyalamak için sistem kuran, ancak ihbar edilmeleri neticesinde herhangi bir kartın kopyalamasını yapamadan yakalanan sanığın eyleminin TCK’nun 136, 35. maddelerine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde TCK’nun 244/2-3. maddeleri uyarınca hüküm kurulması..”

►Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2013/25854 sayılı kararının ilgili bölümü şu şekildedir:

“ATM cihazlarına yerleştirdikleri düzeneklerle işlem yapmaya gelen kişilere ait kartların manyetik şerit bilgilerini kopyalamak ve şifrelerini elde etmeye çalışmaktan ibaret eylemler; zincirleme şekilde TCK 136. maddede düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs suçunu oluşturur.”

Yargıtay içtihatları göz önünde bulundurulduğunda isnat edilen fiiller TCK m. 136 hükmünde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs teşkil edecektir.

TCK m. 136 hükmü uyarınca;

“Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Ayrıca teşebbüse ilişkin TCK m. 35 hükmü uyarınca

“Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”

Müvekkil hakkında söz konusu suçu işlediğinden bahisle ceza verilecek olsa bile verilecek cezanın azlığı nedeniyle tutuklama tedbiri ölçülü olmayacaktır. Dolasıyla müvekkil hakkında verilmiş olan tutuklama kararının derhal kaldırılmasını ve müvekkilin tahliyesini talep ediyorum.

2-) CMK m. 100 hükmü uyarınca; “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir.”

2.1-) Müvekkilin isnat edilen suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesi bulunmamaktadır. Müvekkil hiçbir şekilde suç konusu Halkbank ATM’sinin yanına/yakınına dahi gitmemiştir. ATM kamerasında yahut banka güvenlik kamerasında müvekkile ait herhangi bir görüntü bulunmamaktadır.

Müvekkil hakkındaki tek delil müvekkilin cep telefonundan diğer şüphelilerle görüşmüş olmasıdır. Başkaca delil bulunmamaktadır. Müvekkilin salt diğer şüphelilerle telefon görüşmesinin olması kendisinin suç işlediği yönünde kuvvetli şüphe oluşturmayacağı gibi makul şüphe dahi oluşturmaz.

2.2 -) Müvekkil hakkında bir tutuklama nedeni de bulunmamaktadır. İsnat edilen suç CMK m. 100/3’te sayılan katalog suçlardan değildir. Müvekkil evli ve iki küçük çocuk babasıdır. Sabit bir ikametgahı vardır. Kaçma şüphesi yoktur. Dosya kapsamındaki tüm deliller toplanmış olup müvekkilin karartabileceği bir delil de bulunmamaktadır. Müvekkilin eşi ev hanımı olup tutukluluğu ailesinin maddi ve manevi olarak oldukça güç bir duruma düşmesine sebep olmuştur. Müvekkil hakkında verilen tutuklama tedbiri ölçülü değildir. Hukuka aykırı olarak verilmiş bu tedbirin derhal kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ VE İSTEM : Belittiğimiz nedenler ve mahkemenin kendiliğinden takdir edeceği nedenlerle:

1-) Şüpheli hakkındaki tutuklama kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINI,

2-) Mahkeme aksi görüşte ise, tutuklama kararının CMK 109 vd hükümleri gereğince adli kontrole çevrilmesini

şüpheli müdafii olarak saygılarımla talep ederim.20/09/2019

Şüpheli Müdafii
Av. Ahmet ADIGÜZEL

Leave a comment

×

Powered by WhatsApp Chat

× WhatsApp Destek