MÜVEKİL İLE GÖRÜŞME ESNASINDA ALINAN NOTLAR:
Müvekkil A kendi adına kayıtlı bulunan motosikletin, sürücü belgesi iptal edilmiş olmasına rağmen B tarafından kullanılması nedeniyle, 2473 TL trafik idari para cezası tesis edilmiştir. Müvekkil, cezanın kesildiği tarihte motorun tüm gün kendi yanında bulunduğunu ifade etmiştir. Müvekkilin anlattıklarından yola çıkarak trafik idari para cezasınun usulsüz olduğunu düşünmemiz sebebiyle önce Sulh Ceza Hakimliğine başvuru gerçekleştirdik, başvurumuzun reddedilmesi sebebiyle Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru yoluna başvurduk.
İŞİN MÜLAHAZASI:
Müvekkil A hakkında Trafik Tim Ekiplerince 2918 Sayılı Kanunun 36/3-c bendindeki trafik kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle 2473 TL trafik cezası tesis edilmiştir. Tafik idari para cezası tutanağında motoru başkasının kullandığına dair herhangi bir kamera/video kaydı görülmemiştir. Üstelik 2918 sayılı Kanunun 36.maddesi uyarınca sürücü belgesi olmaksızın araç kullanılması durumlarında aracı kullanan kişi aynı zamanda aracın ruhsat sahibi değilse bu durumda araç yetkililer tarafından bağlanmaktadır. Ruhsat sahibinin bizzat belgelerle başvurusu durumunda araç tekrar araç sahibine teslim edilmektedir. Bu hususlar üzerine tarafımızca Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz başvurusu yapılmıştır. Başvuru “…ihlalin tutanakla sabit olduğu, trafik idari para cezası tutanağının 5326 Sayılı Kanunun 20.maddesinde yer verilen soruşturma zaman aşımı süresi içinde muhataba tebliğ edilmiş olduğu, tutanağın aksini ispatlayıcı nitelikte bir delilin kabahatli tarafından dosyaya ibraz edilmediği, tutanağın aksi kanıtlanmadığı sürece kesin delil teşkil ettiği, başvuru konusu idari yaptırım kararının dayanağı belge ve tutanaklardaki tespitlere uygun olduğu, kabahatin tespit ve nitelendirilmesi ile cezanın tayin ve takdirinde isabetsizlik bulunmadığı,mevzuat hükümlerinin usul ve esas yönünden doğru ve yerinde uygulandığı, bu haliyle kararın hukuka uygun olduğu….” gerekçesiyle reddedilmiştir.
Tarafımızca sürücü belgesi iptal edilmiş olmasına rağmen motoru kullandığı iddia edilen B adlı kişiye ulaşılmıştır. B adlı kişi de söz konusu tarihte bir başkasına ait motor ya da araç kullanmadığını ancak olay tarihinden yaklaşık 2 ay öncesinde kimliğini kaybettiğini ve bu durumu resmi kurumlara bildirmekte gecikmiş olması dolayısıyla kendisi adına kesilen trafik idari para cezasını ödediğini ifade etmiştir. Müvekkil tarafından bir kabahat işlenmediği gerekçesiyle ayrıca müvekkilin aracına ait plakanın suça karışmış olabilme ihtimaline binaen, plakaya ait cezaya tarafımızca itiraz edilerek bu hususun aydınlatılması talep edilmiştir.
Ayrıca müvekkil hakkında 2918 Sayılı Kanunun 36/3-c bendindeki trafik kuralı ihlalini yapmış olduğu gerekçesiyle tesis edilen trafik idari para cezası yürürlükteki mevzuat dikkate alınmaksızın kesilmiştir. Müvekkil hakkında kesilen cezaya dayanak olan 2918 sayılı kanunun 36. maddesinde yer alan : ” Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.” tümcesi , Anayasa Mahkemesinin 29/11/2012 tarih ve E.2012/106, K.2012/190 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. AYM tarafından verilen bu karar üzerine kanun koyucu tarafından, 11/6/2013 tarih ve 6487 sayılı Kanun ile : ” Ayrıca, aracın sürücü belgesiz kişilerce sürülmesine izin veren araç sahibine de tescil plakası üzerinden aynı miktarda idari para cezası verilir.”” tümcesi madde metnine eklenmiştir. Müvekkil hakkında 2918 sayılı Kanunun 36/3-c bendini ihlal ettiği gerekçesiyle 03/09/2020 tarihinde tesis edilen trafik idari para cezasının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükmü 6487 sayılı kanun ile gelen yeni düzenleme hükmüdür. Fakat müvekkile isnad edilen kabahat nedeniyle hakkında tesis edilen trafik idari para cezasında tutanağını düzenleyen Jandarma Komutanlığı ve itirazını inceleyen mercii olan Sulh Ceza Hakimliği, ceza tarihinde yürürlükte olmayan kanun hükümlerine göre değerlendirmede bulunmuş olduklarından suçta ve cezada kanunilik ilkesine açık şekilde aykırı hareket etmişlerdir. İdare ve ilk derece mahkemesi cezanın kesildiği tarihte yürürlükte olan kanun hükmünü dikkate almadan ve yeni madde kapsamında ceza için gerekli şart olan, sürücü belgesiz kişinin aracı kullanmasında, araç sahibinin izninin olup olmadığı hususunu incelemeksizin değerlendirmede bulunmuş olduklarından ; müvekkilin AY md. 38 ve AİHS md 7 uyarınca güvence altına alınan hakları ihlal edilmiştir.
Tüm bu hususlar Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru yolunda açıklanarak müvekkil adına başvuru gerçekleştirilmiştir.
BAŞVURUDA KULLANMIŞ OLDUĞUMUZ ANAYASA MAHKEMESİ BİREYSEL BAŞVURU DİLEKÇESİ
C. Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:
İHLAL EDİLEN HAKLAR : AY md. 2, AY. md.38, AY md. 36, AİHS md. 6, AİHS md. 7
AÇIKLAMALAR
Hakkımda İlçe Jandarma Komutanlığı’ na bağlı Trafik Tim Ekiplerince düzenlenen 00/00/2020 tarihli ve X seri-sıra nolu trafik idari para cezası tutanağı tarafıma 00/00/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ceza tarafıma tebliğ edildikten sonra trafik idari para cezası tutanağını incelediğimde, cezanın kesildiği tarihte sahibi olduğum — plakalı motorumun; o tarihlerde sürücü belgesi iptal edilmesine rağmen B isimli şahıs tarafından kullanılmış olması nedeniyle 2918 Sayılı Kanunun 36/3-c bendindeki trafik kuralını ihlal ettiğim gerekçesiyle hakkımda 2473 TL trafik cezası kesildiğini öğrendim. Fakat cezanın kesildiği tarih olan 00/00/2020 tarihinde motorum tüm gün benimle birlikte ikamet adresim olan G Mahallesindeydi . Zaten trafik idari para cezası tutanağında — plakalı motorumun bir başkası tarafından kullanıldığına ilişkin herhangi bir kamera/ video kaydı bulunmamaktaydı . Tüm bunlarla birlikte bilindiği üzere, 2918 sayılı Kanunun 36.maddesi uyarınca sürücü belgesi olmaksızın araç kullanılması durumlarında aracı kullanan kişi aynı zamanda aracın ruhsat sahibi değilse bu durumda araç yetkililer tarafından bağlanmaktadır. Ruhsat sahibinin bizzat belgelerle başvurusu durumunda araç tekrar araç sahibine teslim edilmektedir. Fakat 00/00/2020 tarihinde — plakalı aracım tüm gün benimle birlikte olup yetkililer tarafından bağlanması da söz konusu olmamıştır.
Olay ile alakalı İlçe Jandarma Komutanlığı’ na gittiğimde personel tarafından biz senin motorunu gözlerimizle gördük de ceza yazdık şeklinde bir üslup ile karşılaştım. Olay ile alakalı bilgi almak için, Trafik İdari Para cezası tutanağında sürücü belgesi olmadan sahibi olduğum motoru kullandığı iddia edilen şahıs olan B ‘ye jandarmadan aldığım — numaralı hat üzerinden ulaştım. B’de 00/00/2020 tarihinde bir başkasına ait motor ya da araç kullanmadığını ancak olay tarihinden yaklaşık 2 ay öncesinde kimliğini kaybettiğini ve bu durumu resmi kurumlara bildirmekte gecikmiş olması dolayısıyla kendisi adına kesilen trafik idari para cezasını ödediğini ifade etmiştir.
Fakat ben şahsım tarafından bir kabahat işlemediğim gerekçesiyle ayrıca aracıma ait plakanın suça karışmış olabileceği nedeniyle bu plakaya ait cezayı ödemek istemedim. İtiraz dilekçemde de ifade etmiş olduğum üzere o tarihlerde cenazemiz olması sebebiyle itirazımı gecikmeli olarak yaptım.
Her ne kadar cenaze sebebiyle gecikmeli olarak itirazda bulunsam da iş bu itiraz dilekçem İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ nce dikkate alınmış ve itirazım incelenmiştir. Nitekim İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ nce itirazın reddine ilişkin olarak verilen 2020/0000 D. iş nolu kararda itirazın süresi içinde yapılmamış olduğuna ilişkin bir red gerekçesi de yer almamaktadır.
Anılan yaptırıma yapmış olduğum itiraz 00/00/2021 tarihinde İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ nce 2020/ 000 D. İş nolu karar ile reddedilmiştir. Red gerekçesi olarak :
” İtirazın İlçe Jandarma Komutanlığı’ na bağlı Trafik TİM ekiplerince düzenlenen 00/00/2020 tarihli ve — seri-sıra nolu trafik idari para cezasına ilişkin olduğu, söz konusu idari para cezasının — plakalı araç sürücüsü B ‘ nin sürücü belgesi iptal edilmesine rağmen araç kullanması nedeniyle araç sahibi A’ nın 2918 sayılı Kanunun 36/3-c maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle verildiği, ihlalin tutanakla sabit olduğu, trafik idari para cezası tutanağının 5326 Sayılı Kanunun 20.maddesinde yer verilen soruşturma zaman aşımı süresi içinde muhataba tebliğ edilmiş olduğu, tutanağın aksini ispatlayıcı nitelikte bir delilin kabahatli tarafından dosyaya ibraz edilmediği, tutanağın aksi kanıtlanmadığı sürece kesin delil teşkil ettiği, başvuru konusu idari yaptırım kararının dayanağı belge ve tutanaklardaki tespitlere uygun olduğu, kabahatin tespit ve nitelendirilmesi ile cezanın tayin ve takdirinde isabetsizlik bulunmadığı,mevzuat hükümlerinin usul ve esas yönünden doğru ve yerinde uygulandığı, bu haliyle kararın hukuka uygun olduğu….” gerekçesiyle reddedilmiş olduğundan Anayasa ve AİHS tarafından güvence altına alınmış olan Adil yargılanma hakkım, gerekçeli karar hakkım , suçta ve cezada kanunilik ilkesine ilişkin haklarım ihlal edilmiştir.
Hakkımda 2918 Sayılı Kanunun 36/3-c bendindeki trafik kuralı ihlalini yapmış olduğum gerekçesiyle tesis edilen trafik idari para cezası yürürlükteki mevzuat dikkate alınmaksızın kesilmiştir.
Hakkımda kesilen cezaya dayanak olan 2918 sayılı kanunun 36. maddesinde yer alan :” Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.” tümcesi , Anayasa Mahkemesinin 29/11/2012 tarih ve E.2012/106, K.2012/190 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. AYM tarafından verilen bu karar üzerine kanun koyucu tarafından, 11/6/2013 tarih ve 6487 sayılı Kanun ile :“ Ayrıca, aracın sürücü belgesiz kişilerce sürülmesine izin veren araç sahibine de tescil plakası üzerinden aynı miktarda idari para cezası verilir.”“ tümcesi madde metnine eklenmiştir.
Hakkımda 2918 sayılı Kanunun 36/3-c bendini ihlal ettiğim gerekçesiyle 00/00/2020 tarihinde tesis edilen trafik idari para cezasının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükmü 6487 sayılı kanun ile gelen yeni düzenleme hükmüdür. Fakat şahsıma isnad edilen kabahat nedeniyle hakkımda tesis edilen trafik idari para cezasında tutanağını düzenleyen Jandarma Komutanlığı ve itirazımı inceleyen mercii olan İstanbul Sulh Ceza Hakimliği hakkımda ceza tarihinde yürürlükte olmayan kanun hükümlerine göre değerlendirmede bulunmuş olduklarından suçta ve cezada kanunilik ilkesine açık şekilde aykırı hareket etmişlerdir.
İdare ve ilk derece mahkemesi cezanın kesildiği tarihte yürürlükte olan kanun hükmünü dikkate almadan ve yeni madde kapsamında ceza için gerekli şart olan, sürücü belgesiz kişinin aracı kullanmasında, araç sahibinin izninin olup olmadığı hususunu incelemeksizin değerlendirmede bulunmuş olduklarından ;AY md. 38 ve AİHS md 7 uyarınca güvence altına alınan haklarım ihlal edilmiştir.
Yukarıda da ifade etmiş olduğum üzere hakkımda tesis edilen trafik idari para cezası 00/00/2021 tarihinde tesis edilmiştir. Cezanın tesisi sırasında Jandarma Komutanlığınca yürürlükte olan 2918 sayılı kanunun 36/3-c bendinde yer alan İZİN VERMİŞ OLMA OLGUSU HİÇBİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLMEMİŞTİR.
Bu trafik idari para cezasına yapmış olduğum itirazın değerlendirmesinde de İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince 2020/0000 D. iş nolu kararında yürürlükte olmayan ve aleyhime olan bir hükme istinaden trafik idari para cezası tutanağın aksi kanıtlanmadığı sürece kesin delil teşkil ettiği gerekçesiyle itirazımın reddine karar vermiştir.
İstanbul Sulh Ceza Hakimliği itirazımı değerlendirirken yürürlükte olan kanun hükmünü hiçbir şekilde dikkate almadan ve yeni madde kapsamında ceza için gerekli şart olan sürücü belgesiz kişinin aracı kullanmasında, araç sahibinin izninin olup olmadığı hususunu incelemeksizin ve gerekçesinde bu hususta somut bir değerlendirmeye yer vermeksizin yapmış olduğum itirazın reddine ilişkin karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin yürürlükteki 2918 sayılı kanunun md.36/3-c bendindeki unsurları değerlendirmeye almaksızın bir gerekçe sunmuş olması gerekçeli karar hakkımın ihlaline yol açmıştır.
Sayın Mahkemenizin önüne benzer ihlal iddiası ile gelen bir başvuru olan İbrahim AKKAN başvurusuna ( B.N: 2014/7146 ) ilişkin olarak vermiş olduğu 26/02/2015 tarihli kararında “İzmir Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne bağlı polisler tarafından 22.02.2014 tarihinde yapılan yol kontrolü sonucunda, sürücü belgesi olmaksızın araç kullandığı için başvurucunun oğlu ve trafik ihlali yapan sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması nedeniyle de araç sahibi olan başvurucu hakkında ayrı ayrı 1.462 TL idari para cezası verilmiştir. Başvurucu, idarenin ve İlk Derece Mahkemesinin, eylem yeni kanun döneminde gerçekleşmesine rağmen eski kanunu uygulamasını ve İlk Derece Mahkemesinin olay tarihinde yürürlükte olan kanunda öngörülen kabahatin önceki kanun hükmünden farklı olan unsurlarını kararda değerlendirmemesini şikayet etmiştir. Bu itiraz İlk Derece Mahkemesi nezdinde de ileri sürülmüş olmasına rağmen, idari yaptırımın iptali isteminin reddine dair kararda da bu hususa ilişkin bir gerekçeye yer vermediği görüldüğünden başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. “
Tedbir talebi varsa nedenleri:
Hakkımda haksız ve hak ihlaline sebebiyet verecek şekilde tesis edilen trafik idari para cezası başlangıçta 2473 TL olarak kesilmiş olup cezaya bu zamana kadar 865,55 TL gecikme faizi işletilmiştir. Şu anda güncel ceza miktarı 3.338,55 TL ‘dir. Bu haksız cezaya ilişkin her geçen gün faiz işlemeye devam etmekte olduğundan, bu husus maddi bütünlüğümü ciddi şekilde tehlikeye sokmaktadır. Bu sebeple sayın mahkemenizce ilgili ve duruma uygun düşen tedbir kararının verilmesini saygılarımla talep ederim.
Adli yardım talebi varsa buna dayanak belgeler:
Bir firmada motokurye olarak görev yapmaktayım. Aylık aldığım ücret ne kadar dağıtım yaptığıma göre değişmektedir. 12.04.2021 ila 29.04.2021 tarihleri arasında temaslı olduğum babam C ‘nin covid testinin pozitif çıkması dolayısıyla karantina altına alındık. Hes Kodum’u — olarak sayın mahkemenize bildiriyorum. Bu süreçte çalıştığım şirket tarafından 17 gün süreli olarak hiç ücret verilmeksizin izne çıkarıldım . Evliyim ve bir kızım var .Karantina süresince ücret almamam sebebiyle ailemin masraflarını karşılamakta güçlük çekmekteyim. Bu sebeple maddi olarak bireysel başvuru harcını ödeyecek gücüm bulunmamaktadır. Adli yardım talebimin kabulünü saygılarımla talep ederim.
VI. SONUÇ VE TALEPLERİ
Yukarıda izah edilen sebeplerle ve sayın Mahkemenizce gözetilecek nedenlerle;
1. Başvuruya öncelik verilerek, ivedi olarak incelenmesine,
2.Adli Yardım talebimin KABULÜNE,
3. Tahir Canan Başvurusunda verilen karar uyarınca sayın mahkemenizce yapılacak hukuki tavsif neticesinde ayrıca adil yargılanma hakkı , gerekçeli karar hakkı ile kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve ileri sürülen diğer hak ve özgürlüklerin ( AİHS md. 6,7 ) belirtilen gerekçeler ışığında İHLAL EDİLDİĞİNE,
4. İhlal ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine GÖNDERİLMESİNE,
Karar verilmesini saygılarımla talep ederim.